İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | have difficulty f. | sorun yaşamak | ||
Also, we had difficulties with the Council on employee rights to information. Ayrıca, çalışanların bilgi edinme hakları konusunda Konsey ile sorunlar yaşadık. More Sentences |
||||
Genel | have difficulty f. | zorluk çekmek | ||
I am sure none of you will have difficulty understanding it. Eminim hiçbiriniz bunu anlamakta zorluk çekmeyeceksiniz. More Sentences |
||||
Genel | have difficulty f. | zorluk yaşamak | ||
The Commission still has difficulties with administration that is transparent and people-friendly. Komisyon, şeffaf ve insan dostu bir yönetim konusunda hala zorluklar yaşamaktadır. More Sentences |
||||
Genel | have difficulty f. | güçlük çekmek | ||
I am sure none of you will have difficulty understanding it. Eminim hiçbiriniz bunu anlamakta güçlük çekmeyeceksiniz. More Sentences |
||||
Genel | have difficulty f. | güçlük çekmek | ||
But I have difficulty with the rapporteur's frequent insistence on a greater role for the European Union. Ancak raportörün sık sık Avrupa Birliği'nin daha büyük bir rol oynaması konusundaki ısrarını anlamakta güçlük çekiyorum. More Sentences |
||||
Genel | have difficulty f. | zorlukla karşılaşmak | ||
Genel | have difficulty f. | sıkıntı çekmek | ||
Genel | have difficulty f. | sıkıntı yaşamak |